Makro Ekonomik Haberler

09.08.2011

Sanayi üretimi Haziran ayında %6,8 ile beklentilerin altında büyüdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan sanayi üretimi endeksi, Kasım 2009'dan bu yana en düşük yıllık büyüme oranını kaydederken, aynı zamanda %7,9'luk ortalama piyasa tahmini ile birlikte ve bizim daha iyimser olan %8,9'luk tahminimizin oldukça altında performans göstermiş durumda. Geçmiş verilerde kayda değer bir revizyonun gerçekleşmemesi ile beklenenin altında gelen Haziran verisiyle birlikte 2Ç11 sanayi üretimindeki artış %7,8 olarak gerçekleşti ve ilk 1Ç11'deki %14,2'lük sıçrayışın önemli ölçüde altında kaldı. Ayrıca, düzeltilmiş serilerde aylık bazda kaydedilen %0,9'luk azalış Şubat ayından bu yana en sert düşüşe işaret ediyor. Sanayi üretimindeki yavaşlamanın MB'nın kredibilitesine olumlu katkı yaptığını düşünüyoruz. Haziran ayı verisi ile birlikte düzeltilmiş serinin art arda beşinci ayda da kesintisiz geriliyor olması, MB'nın ekonomik aktivitenin ikinci çeyrek itibariyle gerilmeye başladığı tezini teyit eder nitelikte. Ancak daha önce de dile getirdiğimiz şekilde halı hazırda yaşanan yavaşlamanın ve MB tarafından yurtdışındaki riskler paralelinde daha da belirginleştiği iddia edilen ekonomik durgunluk riskinin, finansal istikrar ile ilgili riskleri ne kadar azaltacağı konusunda soru işaretleri olduğuna inanmaya devam ediyoruz. Ayrıca, ilk hesaplamalarımıza göre ikinci çeyrekte 7,8% olarak gerçekleşen sanayi üretimi artışının aynı dönem için %6,8-%7'lik bir GSYİH artışına işaret ettiğini görüyoruz. Bu oranların daha önce gördüğümüz %7,3'lük tahminimizin altında kaldığını ve yılsonu için öngördüğümüz %6,1'lik büyüme için aşağı yönlü riskleri arttırdığını söyleyebiliriz.

Hazine'nin nakit dengesi Temmuz ayında 2,1 milyar Lira açık verdi. Son 4 ayın ilk açığı olan bu rakam bir önceki senenin aynı dönemine göre %165,9 artarak toplam açığı 4,4 milyar Liraya yükseltiyor. 2010'un ilk 7 ayı ile karşılaştırıldığında ise nakit açığı %79,1 daralmaya işaret ediyor. Gelirler kalemindeki artış, %7,4 ile senenin en yavaşı olurken, harcamalar tarafındaki %5,3 yükselişin de faiz ödemelerindeki %13 gerileme ile aşağı çekilmiş olduğunu görüyoruz. Faiz dışı harcamalara baktığımızda ise %9,4 lük artışın sene sonu hedefinin bir miktar üzerinde, fakat birinci yarıdaki rakamın altında kalması dikkat çekiyor ve yılbaşından bu güne gerçekleşen faiz dışı harcama büyümesi %12,1 olarak gerçekleşiyor. Temmuz ayı nakit dengesi rakamları güçlü mali performansın sürdüğünü gösteriyor ve geciken vergi tahsilatı tarafından gelecek bir düzeltme ile sene başından bu güne gerçekleşen nakit dengesinin 1,9 milyar Lira ile nakit fazlasına dönüşeceğini hesaplıyoruz. Diğer taraftan Merkez Bankası'nın para politikasını daha da gevşetebileceği mevcut durumda, daha da sıkı bir mali politikaya ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.

 

Merkez Bankası'nın Ağustos ayında yayınladığı 1. Beklenti anketine göre beklenenden iyi gerçekleşen Temmuz ayı TÜFE rakamı, sene sonu tahminlerinin %7,19 seviyelerine inmesini sağlıyor. Diğer taraftan orta ve uzun vadede kredibilite açığın sürdüğünü ve %5'lik resmi hedefin tahminlerin oldukça altında kaldığını görüyoruz. Faiz beklentilerine baktığımızda, politika faizlerindeki düşüş sinyaline karşın katılımcıların bir kısmının önümüzdeki 3-aylık zamanda faiz artışı beklemesinin sürpriz olduğunu düşünüyoruz. 2011 büyüme tahminleri %6,1 seviyesinde seyrini sürdürürken önümüzdeki yıllar için herhangi bir yukarı yönlü revizyon olmaması dikkat çekiyor. Dış dengeler tarafında ise, beklentilerin üzerinde gerçekleşen dış ticaret açığının cari açık tahminlerini 70.8 milyar Doların üzerine taşıdığı gözleniyor. Son olarak Türk Lirası'nın sene sonuna kadar Dolar karşısında kayıplarının bir kısmını geri kazanacağı bekleyen katılımcılar, diğer taraftan Dolar kurunun bir önceki anketlerde bahsi geçen seviyelere inmesini sene sonunda veya önümüzdeki 12 aylık süreçte beklemiyor.

Merkez Bankası Başkanı Başcı, yayınlanan röportajında ileriye yönelik politika faizindeki indirimin devam edeceği sinyalini verdi. Gelişmiş ekonomilerdeki problemlerin derinleştiği veya kısa vadede çözüme kavuşturulduğu alternatif senaryoların her ikisinde de MB'nin politika faizinin ölçülü olarak daha da düşürülmesi gündeme gelebilecek. Geçtiğimiz hafta yapılan olağanüstü PPK toplantı özetine baktığımızda, MB'nin sadece global çalkantıların büyüme dinamikleri üzerindeki olası etkilerine odaklandığını görüyoruz. Buna bağlı olarak MB, Türk Lirası'nın daha fazla değer kaybını önlemek adına döviz depo işlemlerinde faizleri indirebileceğini belirtiyor. Politika faizinin daha da indirilmesinin MB'nin Türk Lirası'nın değer kaybını önlemeye yönelik adımlarını, FED'in bir parasal genişleme kararı almadığı takdirde etkisiz bırakabileceğini düşünüyoruz. Diğer taraftan MB'nin ek faiz indirimleri sinyaline ek olarak Lira likiditesinin artacağına dair güvence vermesi, ikincil piyasalardaki düşük getirilerin devamını, çekirdek enflasyon sürdürdüğü yükselişi ile resmi hedefin önemli ölçüde üzerine çıkana kadar, sağlayacaktır.

Yukarı