Makroekonomik Haberler

01.07.2011

1Ç11 GSYİH büyümesi beklentilerin üzerinde %11 olarak gerçekleşti. TÜİK'in açıkladığı veriler son 4 çeyreğin en yüksek büyüme hızına işaret ederken, %9,6 olan piyasa beklentisinin de üzerine çıktı. Ticaret, inşaat ve finansal aracılık sektörlerindeki güçlü performans 1Ç11 büyümesinin tahminlerin üzerinde gerçekleşmesini sağladı. Diğer taraftan sanayindeki %12,2 olan büyüme beklentilerimiz doğrultusunda gerçekleşmiş olsa da, sanayi büyümesine yakın korelasyon gösteren ticarette, %17,2'lik ciddi bir yükseliş gözleniyor. Harcama tarafında 1. çeyrekte %12,1 artan özel tüketim kalemi büyümenin lokomotifi olurken, özel sektör yatırımları da %38,3 yükselerek güçlü bir performans sergiledi. Beklentimizin üzerinde gerçekleşen GSYİH büyümesine ek olarak, önümüzdeki aylarda MB'nin ekonomiyi soğutma ve kredi büyümesinin önüne geçebilme konusunda isteksiz davranması ile %5 olan yılsonu GSYİH büyüme tahminimiz üzerinde yukarı yönlü risklerin arttığını gözlüyoruz. Bu durumun kur sepetinin yakın zamanda 2.0 seviyelerine yükselmesine paralel olarak halihazırda çalışmaya başladığını söyleyebileceğimiz döviz yönlü bir düzeltme riskini de arttırdığını dolayısı ile faiz ve enflasyon içinde yukarı yönlü risklerin arttığını düşünüyoruz.

TÜİK'in açıkladığı verilere göre dış ticaret açığı beklentileri aşarak, yıllık bazda %104,2'lik artışın ardından ilk defa 10 milyar Dolar'lık eşiğin üzerine çıktı. Yıllıklandırılmış dış ticaret açığı yeni bir rekor kırarak 92,4 milyar Dolar olarak gerçekleşirken, enerji-dışı açığın daha hızlı büyüdüğünü gözlüyoruz. 21 milyar Dolar'lık ithalat bir kez daha %40 seviyesinin üzerinde bir artış kaydederken, ihracat tarafında 10.9 milyar Dolar'lık rakam beklentilerin altında kaldı. Aynı zamanda güçlü baz etkisiyle ihracat, 11,7% ile 2011 yılının en yavaş büyümesini kaydetti. Mayıs verileri ile birlikte 12 aylık toplam ithalat rakamı 215,4 milyar Dolar ile rekor seviyeye ulaşırken, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise %52,1 ile son 10 yılın en kötü seviyesine iniyor. Açıklanan rekor düzeydeki dış ticaret açığının ardından Mayıs ayı için 8,3 milyar Dolar cari açık öngörüyor, bu rakam ile Mayıs ayı 12 aylık cari açığının 68,8 milyar Dolar olmasını bekliyoruz.

Türkiye'nin dış borcu 1Ç11 de 2010 yılına göre %3.2 artarak 298,8 milyar Dolar'a ulaştı. Açıklanan dış borç şu ana kadar kaydedilen en yüksek rakama işaret ederken, dış borcun GSYİH'ye oranı %39,5 ile bir önceki senenin %39,3'lük rakamına göre sınırlı bir bozulma sergiliyor. Özel sektörün, 193,1 milyar Dolar ile en fazla borçlu olan kesim olduğunu ve toplam borç stokunun %64,6'sını oluşturduğunu görüyoruz. Türkiye'nin dış dengesizliklerinin, dış ticaret açığının gösterdiği üzere bir stok değil akım problemi olduğunu düşünüyor, diğer taraftan finansman sürdürülebilirliğinin belirsizliğini koruduğuna inanıyoruz.

Hazine Temmuz ayı için %70,5'lik iç borç çevirme oranı öngörüyor. Temmuz-Eylül dönemini kapsayan borçlanma stratejisi doğrultusunda Hazine'nin bu ay gerçekleştireceği ihale sayısında bir değişiklik yapılırken, iç borç çevirme oranının bir önceki rapor ile aynı olduğu gözleniyor. 6,4 milyar TL'lik sınırlı bir itfaya karşın Hazine, Temmuz ayında 2 yerine 3 ihale düzenlemeyi planlıyor. Yeni gösterge tahvil ve 3-yıllık sabit kuponlu devlet tahvili ihalelerine ek olarak Hazine, piyasadan 5,4 milyar Lira borçlanmak için 9-yıllık sabit kuponlu enstrümanı da satacak. Hazine'nin piyasada bırakmayı planladığı 1,9 milyar Liralık ek likiditenin önemli bir miktar olmadığını düşünüyor, ikincil getirilerin piyasanın MB'nin para politikasına duyduğu güven ve küresel faiz oranları çerçevesinde şekillenmeye devam etmesini bekliyoruz.

Geçtiğimiz hafta yapılan PPK toplantısı özetine göre üyeler, toplam talebin herhangi bir ısınmaya sebebiyet vermediğini düşünmeye devam ediyor. 2Ç11 de iç talebin yavaşlamasına paralel büyüme hızının düşmesi beklentisinin altı çizilirken, zayıflayan dış talep sanayi üretiminde ve kapasite kullanım oranlarındaki daralmamanın başlıca sebebi olarak gösteriliyor. Enflasyon tarafında işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düzeltmenin yıllık rakamı aşağı çekeceği öngörülürken, çekirdek enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklerin varlığı teyit ediliyor. Son olarak para politikasına ilişkin olarak PPK, şu anki politika bileşenin doğru bir seçim olduğunu ve gerekli gördüğü takdirde ek önlem alabileceğinin belirtiyor. PPK toplantı özetlerine bakarak Banka'nın para politikasını sıkılaştırmaya yönelik konvansiyonel yöntemler kullanılması konusunda isteksiz olduğunu görüyoruz. Bu çerçeve de Ağustos toplantısında öngördüğümüz politika faiz artışının, bir sonraki enflasyon raporunda keskin bir değişim olmadığı sürece olasılığının azaldığını düşünüyoruz. Kurdaki artışın bu çerçevede düzeltme mekanizması olarak çalışmaya devam edeceğini öngörüyor, piyasanın MB'nin altını çizdiği yılın son çeyreğindeki düzelmeyi beklemek adına sabırlı davranmayacağını, dolayısıyla enflasyon ve faizlerde yukarı yönlü bir seyir olacağını düşünüyoruz.

 

Yukarı