ITO'nun derlediği Ücretliler Geçinme Endeksi'ne göre İstanbul'da aylık enflasyon Mayıs'ta %0,58 olarak gerçekleşti. Şubat ayından bu yana gerçekleşen en düşük orana işaret eden bu rakama rağmen yıllık enflasyonun 1,3 puan artarak %5,92 olduğunu görüyoruz. Açıklanan rakamın son 4 yılda Mayıs ayında kaydedilen en yüksek enflasyon olması dikkat çekici olduğu fikrindeyiz. Gıda enflasyonundaki %0,24 artışın et ve tavuk fiyatlarındaki %1'e yakın yükseliş ile ilişkilendirilmesi mümkünken taze meyve-sebze fiyatlarında ise yatay bir seyir gözleniyor. 1 yıl önce ölçülen gıda enflasyonun meyve-sebze fiyatlarında görülen %12,6'lık önemli gerilemenin ardından -%1,84 olduğu hatırda tutulursa bu verinin MB'nın uyarıları paralelinde işlenmemiş gıda enflasyonunda önemli bir dönüşe işaret ettiğini söyleyebiliriz. Geçinme endeksi verilerinin Cuma günü için öngördüğümüz %1'lik TÜFE oranını teyit eder nitelikte olduğunu düşünüyor, daha da önemlisi endeksin yıllık bazda 1,3 puan yükselmesinin, yıllık enflasyonda beklenen yukarı yönlü trende paralel gerçekleştiğine inanıyoruz.
TİM'in açıkladığı verilere göre Mayıs ayında ihracat 11,8 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Yıllık bazda %21,7'lik bir artışa işaret eden Mayıs ayı rakamları, ihracatın 2011 yılbaşından bu yana 54,4 milyar Dolar seviyesine ulaşarak 2010'un aynı dönemine göre %20,4 yükseliş kaydettiğini ortaya koyuyor. Pazar çeşitlendirmesi için hedeflenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan gerginliğe ve Avrupa ekonomisinde gözlenen problemlere karşın ihracatın %20'lik büyüme performansını muhafaza etmesini oldukça olumlu buluyoruz. Yılın geriye kalanında dış talebin daha fazla zayıflamadığı varsayımı altında bu güne kadar ulaşılan ihracat düzeyinin 130,5 milyar Dolar olan 2011 tahminimizin önemli ölçüde aşılabileceğine işaret ettiğini düşünüyoruz.
PPK toplantısı özetinde toplam talebin henüz enflasyonist bir baskı oluşturmadığının altı çiziliyor. PPK üyeleri, kapasite ve üretim verileri göz önüne alındığında, ekonomik büyümenin yavaşladığını ve son satış ve sipariş rakamlarına bakarak iç pazardaki talebin önümüzdeki aylarda azalacağını düşünüyor. ZK tarafında ise Finansal İstikrar Raporu'ndaki görüşünü yineleyen PPK, döviz alım miktarındaki düşüşün piyasadaki Türk Lirası likiditesini azaltmaya yönelik olduğunun ve kamu kurumları ile koordineli atılacak adımlar ile birlikte ZK artışlarına daha az ihtiyaç duyulabileceğinin altını çiziyor. PPK toplantı özetinde, PPK toplantısından yapılan duyuruya ve son Finansal İstikrar Raporu'na ek bir bilginin yer almadığını düşünüyor ve bu bağlamda piyasa üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağına inanıyoruz.
CNBC-e anketine göre tüketici güveni Mayıs ayında %3,3 düşerek 107,4 seviyesine geriledi. Nisan ayındaki %6,6'lık artışın ardından gelen düşüş ile TGE, Mart ayındaki dip seviyenin de üzerinde kalmış oldu. CNBC-e endeksinin döviz kurunun ve diğer finansal gelişmelerin tüketici eğilimleri üzerindeki etkilerini takip ettiğini düşünmeye devam ediyor ve iç pazardaki tüketim talebini doğru şekilde yansıtmak için yeterli olmadığına inanıyoruz.