Makro Ekonomi - Haftalık Beklenti

12.04.2011
  • Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre Şubat ayı cari açık rakamı beklentilerin bir miktar altında kaldı ve 6,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 6,2 milyar dolarlık piyasa beklentisi ve bizim 6,6 milyar dolarlık daha kötümser beklentimizin altında kalan cari açık, geçtiğimiz yılın bir önceki ayına göre ise %126,7lık bir artış gösterdi. Şubat rakamlarıyla beraber son 12 aylık açık Haziran 2010 da gerçekleşen 27,6 milyar dolarlık rakamı neredeyse ikiye katlayarak 54,8 milyar dolara ulaştı. Gerçekleşen rakamlar ile tahminlerimiz arasındaki farkın en önemli sebepleri, hizmet sektörü gelirleri fazlasının beklediğimizden yüksek ve yatırım gelirlerindeki açığın ise tahminlerimizin altında gerçekleşmesi olarak gösterilebilir. Yabancı bankaların Türk bankacılık sistemindeki mevduatlarında 2,5 milyar dolarlık bir azalma gerçekleşirken, net hata ve noksanlardaki 3,3 milyar dolarlık açıklanamayan giriş toplam rakamı 5,5 milyar dolar seviyesine yükseltti. Sonuç itibariyle, son 12 aylık rakam şimdiden bizim yılsonu tahminimiz olan GSYİH'nin %7,1 i dolaylarında gerçekleşirken, beklenenden düşük olarak gerçekleşen cari açık verilerini bir rahatlama olarak algılamıyoruz. Cari açığın finansman kalitesinin giderek düşmesi ve sene başından itibaren gerçekleşen açığın neredeyse yarısının açıklanamayan girişler tarafından karşılanmasının ise kaygı verici bir durum olduğuna inanıyoruz.
  • Hazine 1,3 milyar TL değerinde 3-yıllık sabit kuponlu devlet tahvili ile piyasadan borçlandı. Ortalama faiz, 9,21% seviyesindeki beklentileri aşarak 9,36% olarak gerçekleşti ve Hazine'nin borçlanmasını sınırlı tutmasına ve karşılama oranının 2 nin üzerine çıkmasına neden oldu. Dün yapılan ihale ile birlikte Hazine bu haftaki 5,8 milyar Liralık itfanın %22,9 unu, bugün yapılacak yeni tahvil ve TÜFE'ye endeksli devlet tahvili ihalelerinden önce çevirmiş oldu. Geçtiğimiz haftadan itibaren piyasada artan faiz ile birlikte, bugünkü ihale sonuçlarının da beklentileri karşılamayabileceğini düşünüyoruz.
  • Merkez Bankası Yılmaz, bankanın gerekli makro ölçekli politikaları uygulamaya devam edeceğini bildirdi. Dün piyasa kapanışından sonra yaptığı konuşmada karşılık oranlarının bankacılık sistemini vergilendirmek için kullanıldığı iddialarını reddeden Yılmaz, oran artışlarının ileride yaşanabilecek problemlere karşı bir emniyet sübabı olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamaların Merkez Bankası'nın karşılık oranlarındaki artışlardan henüz vazgeçmediği şeklindeki görüşümüzü teyit ettiğini düşünüyoruz. Nisan ayı başı için açıklanan yüksek hızlı kredi stoku artışının ardından Bankanın önümüzdeki hafta izlemede kalacağı ancak Mayıs ayındaki PPK toplantısının ardından yeni bir artışın gelebileceği inancımızı görüşümüzü koruyoruz. Bu öngörümüzün yeni atanacak MB başkanının para politikasındaki mevcut bileşimini sürdüreceği varsayımına dayandırıyoruz.
  • IMF Türkiye ekonomisinin 2011 yılında, bizim %4,8 olan tahminimizin bir miktar altında, %4,6 büyüyeceğini tahmin ettiğini duyurdu. Yıllık ortalama TÜFE için fonun öngördüğü %5,7 bizim sene enflasyonu için %7,6'lık bir enflasyona işaret eden projeksiyonlarımız ile uyuşuyor. Cari açığın sene sonu itibariyle GSYİH'nin, bizim %7,9 luk tahminimize paralel olarak, %8'i olacağını öngören IMF, para politikasını sıkılaştırmada faizler yerine karşılık oranlarını arttıran ülkelerin, kriz öncesi normallerine göre daha düşük reel faizlerle karşılaştığını ve gerçekleşen sıkılaşmanın gerekenin altında kaldığını belirtti. IMF'nin bu görüşüne katılıyor, MB'nin faiz arttırmadaki çekimserliğinin uygulanan para politikasının etkinliğini azalttığını düşünüyoruz.

 

Yukarı